24 Ocak 2009 Cumartesi

SOYKIRIMLAR

...
...
bilmem kaç yüzyıl önce amerika kıtasında
...
doksandört yıl önce anadolu'da
...
yetmiş küsür yıl önce almanya'da
...
bugün gazze'de, filistin'de
...
ve (her an) içinde

SOYKIRIMLAR
yaşa(t)dı
insan.

13 Ocak 2009, Palma

---------------------------------------------

'' Gözlerim gündüzleri açılan, gece kapanan bitkiler gibi. Arada iki roketin beynimden geçmesini, ama bana dokunmamasını istediğim oluyor, asıl konu, bu. Her şey ilkelleşiyor. Hücreler, daha başlangıçlarında, insanlık öncesi bir doğada nihayet uykuya daldıkları ilk günlerdeki o güneş titremelerini hatırlıyor. Öğretilen her şey sanki bulanıklaşıyor. Nefret gibi, vücutlar da parçalanıyor. Patlayana kadar sıkılan limonlar gibi.'' (s.21, 'Sitt Marie-Rose', Etel Adnan, YKY)

------

Einstein ve Freud mektuplaşması:

E: ''....Kitleler sözü edilen araçlar kullanıldığında kendinden geçecek, kendini feda edecek ölçüde nasıl galeyana gelebiliyor? Bu soruya verilebilecek olası tek yanıt şu: İnsanın içinde bir kin, bir nefret gereksinimi var... Bu konuda son bir soruya daha geliyoruz. İnsan ruhunu, kin ve yok etme psikozlarına karşı daha dayanıklı kılacak biçimde geliştirmeye olanak var mı? Bunu söylerken yalnız eğitimsiz insanları kastetmiyorum. Yaşam içindeki varlığım beni sözüm ona 'intellientsia''nın bu öldürücü kolektif psikozlara çok daha kolay kapıldığını söylemeye itiyor.''

F: ''.... insanların yok etme eğilimlerini ortadan kaldırmaya çalşmanın, sonuç olarak boş bir çaba olacağı kanısındayız. ..... Siz ve ben, bizimle birlikte daha birçok insan, savaşa neden bu kadar güçlü bir biçimde karşı çıkıyoruz, savaşı neden yaşamın bin bir değişik yüzünden biri olarak kabullenmiyoruz? ..... Çünkü her insanın kendi yaşamı üzerinde hakları vardır, çünkü savaş, vaatlerle yüklü insan yaşamlarını ortadan kaldırmaktadır vb. .... Ama sizin benden istediğiniz bu değil. Ben başka bir noktaya gelmek istiyorum. Öyle sanıyorum ki, bizim savaşa karşı çıkmamızın temel nedeni, başka türlü davranmamıza olanak olmamasıdır. Biz barış yanlısıyız, çünkü kafamızın içindeki davrandırıcı organik nedenlerden dolayı öyle olmamız gerekiyor...'' (s.a. 121-123, Einstein: Düşünmenin Keyfi, YKY 4.basım)

------
Ingeborg Bachmann:
''Faşizm, atılan ilk bombalarla başlamaz, her gazetede üzerine bir şeyler yazılabilecek olan terörle de başlamaz. Faşizm, insanlar arasındaki ilişkilerde başlar, iki insan arasındaki ilişkide başlar...'' (Malina isimli kitabının arka sayfası, YKY 3. basımı)
'' Ama barış üzerine, çünkü bu, gerçekte savaştır... Gerçek savaş, her zaman adı barış olan savaşın patlamasıyla doğar...'' (aynı kitap s.9 Çevirmen Ahmet Cemal'ın Bachmann'dan alıntısı)

Hiç yorum yok: