10 Temmuz 2009 Cuma

Alışkanlık..

Orta avrupa coğrafyasına yayılmış Almanya'dayım. Neredeyse Almanya'nın her şehrinde olduğu gibi Stutgart'da da şehir-göbeği yeşil halk parklarından biri.. Annem ve kardeşim bana eşlik ediyor, daha doğrusu ben onlara. Not defterime bir şeyler karalamışım bu parkta otururken. Bir sene sonra şimdi yüksek sesle okuma vakti (Palma, Temmuz '09):


-.-.-.-

Karşıdaki bankta oturan kadın, sanki yıllardır kutsal bir rutinle yaptığı dondurma yeme işini yaparken ne düşünüyor? Aslında tam aktaramadım beyin yarımküremde kıvılcımlanmış bu soruyu. Sorumun asıl vurgusu, o kadın hemen yanı başında hızlı hızlı soluk alan ve bunu aynı o kadının dondurma yeyişi gibi kutsal bir rutinlik içinde yapan köpekten farklı olarak ne düşünüyor. İğne miydi, çuvaldız mıydı hatırlamıyorum ama cümledeki objeyi başkası yapma hastalağımdan vazgeçeyim hadi: ben ne düşünürüm genel hayvan sınırlarımın dışında?

Ne düşünürüm gün boyu? Bütün çıplaklığıyla..

Hadi diyelim ki verdik buna bir cevap. Daha zor bir soru geliyor: NEDEN böyle düşünürüm.. Cevabı belki Camus verecek: alışkanlık.. peki nedir alışkanlık? Yolu seçen ben değil miyim yoksa?

Çok olumsuz bir çizgi çizermiş gibi oldum.. Arada sırada sinir sistemi hatalar yapar.. veya macera hormonları azar ve yeni yollar bizi bekler..

Bankta oturan kadın belki de bir macera uğruna 73 yaşında ilk defa dondurma yiyor işte..

(Stutgart - Haziran '08)